ARKADAŞIM EŞ, ARKADAŞIM ŞEK, ARKADAŞIM EŞ-ŞEK
Bazen aklımıza çok yaratıcı fikirler gelir.
Bu fikri faaliyete geçirmek için bir miktar zaman ile belki bir miktar da para harcarız. Sonra artık sonucu bekleriz...
Sonuç dediysek o kesin olumlu sonuçtur. Asla olumsuz sonuç düşünmeyiz bile. Mesela "Ya olmazsa" demeyiz.Yani madalyonun öteki tarafından bakmayız demek istiyorum.
Olumsuz geldi mi sonuç yıkılırız kendi içimiz de.
Eğer basit bir beklenti ise içimizde ufakta olsa bir kırgınlık olur.
Eğer çok çok büyük bir beklenti de isek, işte o zaman vicdanımızla beraber hazırlayıp sunduğumuz Keşke Show başlar...
Keşke yapmasaydım,keşke etmeseydim,Allah benim belamı versin de kurtulayım...gibi...
Çevremiz de böyle kesin sonuç bekleyen birinin hayal kırıklığına uğradığını görünce çok üzülürüz. Yani biraz...
İşte ben bugün böyle kesin sonuç bekleyip "BAYAĞI" hayal kırıklığına uğrayan Çıplak Ayaklı bir Şövalyenin haberine denk geldim. Üzüldüm de. Ama haberi üzülürken tebessümle okudum...
Hani evdeki hesap çarşıya uymadı derler ya; Bu olaydaki hesap bırak çarşıyı evin çıkış kapısına bile uymadı...
Başlığı okuyunca tebessüme anlam vericeksinizdir...Başlık şöyle;
Kahramanmaraş'ın Göksun ilçesinde çiftlik kurmak için 70 adet eşek toplayan girişimci bankadan kredi çekemeyince hayvanları ne yapacağını şaşırdı.
Çiftçilikle uğraşan abimiz gazetede gördüğü bir haberden yola çıkarak Eşek çiftliği kurmak üzere çevre illere, kasabalara, köylere giderek ne kadar eşek varsa hepsini toplamış. Sonra da bankadan bu eşek çiftliği için destekleme kredisine başvurmuş. Ama maalesef bankadan olumsuz cevap almış.
6 ay boyunca Adana, Kayseri gibi illere kadar giderek eşek toplamış.Bazıları için ödeme yapmış, bazıları da yaşlı veya hasta oldukları için sahipleri başından savmak adına hibe etmiş. Hepsini alıp kafileler halinde köyüne getirmiş ve kolları sıvamış. Hemen bankaya başvuru yapmış.
Sonucun olumsuz olabileceğini hesaplamadığı için, 70 adet eşeği nerede nasıl barındırıp, ne yedireceğini hiç hesaplamamış...Şimdi kara kara düşünüyor ben ne yapacağım diye.
Eşeklerin komşuların bahçelerine zarar vermemesi için yoğun çaba sarf ettiğini söylüyor abimiz. Ah be abi o çabanın yarısını bu işe ilk karar verdiğinde harcasaydın ya...
Sonra anlatıyor;
Topladığım eşekler tam anlamıyla başıma dert oldu. Hayvanların barınacağı bir ahır yok. Param olmadığı için bir yer de yapamıyorum. Bulunduğumuz bölgede kış çok zor geçiyor. Eşekleri nereye koyacağımı bilemiyorum. Yem de alamadım. Bir sürü hayvan köyde başıboş geziyor.Yardım için bekliyorum,yoksa bu hayvanlar kışın burada telef olacak...
İnşallah biri bu sese kulak verir...
Tebessümümün kahkahaya dönüştüğü nokta ise Şövalyemizin şu açıklaması oldu;
Eşek sütü üretimi yapıp ülke ekonomisine katkı sağlamayı amaçlamıştım...Ama olmadı...
İşte böyle...
O yetmiş eşeğin birden anıracağını düşünürsek...Allah yardım etsin...
Ama sanırım bu hikayede ki asıl Çıplak Ayaklı Şövalye Eşekler...Çünkü biz insanlar kendi çıkarlarımız için yer yüzünde ki canlıların hayatlarını alt üst ederiz. Onların yaşamına asla saygı duymayız...
Yazık onca hayvana. Birileri para kazansın diye çoğu ya açlıktan ölecek yada kışın soğukta telef olacak...
Şu hayvanları yerlerinden yurtlarından eden demir kalpli Şövalyeye sormak isterdim;
Acaba eşekler ona ve onun gibi kolay yoldan para kazanmaya çalışanlara böyle bir terbiyesizlik yapsaydı zorlarına gitmez miydi?
(http://gundem.milliyet.com.tr/70-esekle-oylece-kalakaldi/gundem/gundemdetay/28.10.2012/1618389/default.htm)
Bitti...
Yorumlar
Yorum Gönder